Uyuşturucudan Susurluk'a 38 - Nuri Gündeş (4)
[ 20/8/2001 - 11:00 ]  By Atin  anadolu@atin.org

Devam eden soru-cevap şeklindeki konuşmalarda Nuri Gündeş'in alakasız cevaplar verdiğini, bir söylediğini biraz sonra inkar ettiğini göreceksiniz. Boş, faydasız ve manasız konuşmalar. 

Nuri Gündeş'in TBMM Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadenin son bölümüne geldik.

Devam eden soru-cevap şeklindeki konuşmalarda Nuri Gündeş'in alakasız cevaplar verdiğini, bir söylediğini biraz sonra inkar ettiğini göreceksiniz. Boş, faydasız ve manasız konuşmalar.


YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Şöyle mi diyelim, dediniz ki, eşiyle Sayın Başbakanla ilişkimiz olmuyordu, zaman zaman Sayın Cumhurbaşkanı çağırıyordu, zaman zaman bir başkası çağırıyordu, onlar bana göreve devam etmemi söylüyorlardı, ben de tabii ki, beni buraya getiren, kendisine danışmanlık yapmak durumunda olduğum zat benimle görüşme fırsatı, zaman mekân vesaire itibarla bulamayınca, baktım bir de rahatsızlık da oluyor ayrılmak zorunda kaldım dediniz. Acaba bu dönemde Sayın Başbakanla görüşemediğinizi eşiyle görüşerek mi şey ediyordunuz?

NURİ GÜNDEŞ -Ben eşiyle görüşme, bir salahiyeti yok ki eşinin.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - O ayrı bir şey. İşte, demin söylediğiniz gibi aktarsın, söylesin kabilinden.

Sayın Başbakana Vermek Üzere Kapalı Zarf

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, aktarsın, söylesin diye bir şey yok. Nasıl mesela zatıâliniz bakan olduğu zaman yerinizde değilseniz, bir zarfı götürüyoruz bunu Sayın Topçu'ya verir misiniz diyoruz. Sayın Başbakana vermek üzere kapalı zarf...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - O bir kere olur, mutat olursa...

NURİ GÜNDEŞ - Efendim, çok yok yani, Fikri Bey, benim verdiğim rapor çok yok. Niye ayrıldım ben, deli değilim ki,. geldiğim yerde devlete hizmet...

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Bunlar rapor kabilinden şeyler diyorsunuz.

NURİ GÜNDEŞ - Yani, şeyler bilgiler, başka bir şey değil. Gizli istihbarat asla. Zaten, benim gizli istihbaratı yapmama ne imkânım var, bir tane sekreterim var. Teşkilat bana verecek, ben götüreceğim. Halbuki teşkilatın...

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Peki, size son bir sorum var. Siz Başbakanlıkta bu görevle danışman olarak çalıştığınız süre içinde, bugün bu Komisyonun soruşturma alanına giren işlerden, işte Abdullah Çatlı olayıdır yahut Kocaeli’ndeki Hadi Özcan olayıdır, Yüksekova olayıdır, benzeri olaylar, Cantürk olayıdır, Tarık Ümit olayıdır, vesaire. Bunlardan bu süre içerisinde hiç bilgi sahibi olduğunuz bir olay; yani, bu olay şöyle oldu ya da ben de eski bir istihbaratçı olarak bu olaya baktım, bundan da Başbakanlığı haberdar ettim diyebileceğiniz bir şey oldu mu?

NURİ GÜNDEŞ - Asla.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Hiç ilgilenmediniz?..

NURİ GÜNDEŞ - Hiç ilgilenmedim. Zaten bana böyle bir haber gelmedi.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Nasıl haber gelmedi. Bu herkesin gözü önünde oldu. Yani, herkesin gözü önünde oldu derken, siz MİT'tesiniz, şimdi ben sizin oradaki durumunuzu biliyorum. Sizin buraya çağırılmasını isteyen de benim. Siz, Başbakanlıkta MİT danışmanısınız, kadronuz MİT'te. MİT Müsteşarıyla birlikte birtakım organizasyonlar yapıyorsunuz. Şimdi, MİT Müsteşarı da elbette ki bütün bu söylediğim olaylardan, herkesin bildiği dediğim bu olaylardan haberdar. Zaten, bize de dedi ki; sorarsanız, bizim arşivimizde bilgi vardır veririz. Şimdi, bu kadar o teşkilatın içinde bulunmuş bir kişi olarak sizin bu olaylardan hiç haberdar değilim demenizi yadırgadım.

NURİ GÜNDEŞ - Ben söyleyeyim; çünkü, ben oradan ayrıldım, ne MİT Müsteşarlığından bir bilgi aldım ne de başka yerden. MİT Müsteşarıyla zaten demin söylediğim...

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Dışarıdan da duymadınız?

Benim Kaynaklarım Yok ki

NURİ GÜNDEŞ - Hayır hayır, benim kaynaklarım yok ki.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) -Peki.

NURİ GÜNDEŞ - Benim bir tek odam var Başbakanlıkta, bir daktilom var, bir de şeyim var.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Sayın Gündeş, ben bir cümlenizden yola çıkarak soru tevcih edeceğim. Biraz evvel dediniz ki "Hiram Abas tarafından bozulan reorganizasyonu yeniden kurmak üzere görevli geldim" Bu bozulmanın boyutları ne kadardı?

NURİ GÜNDEŞ - Bozulan reorganizasyon şeklî; yani, bağlantı itibariyle. Organizasyon metot tekniğinden yetiştiğim için, bu eğitimi aldığım için...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Biraz açabilir misiniz...

Hamza Paşa'nın Zamanında

NURİ GÜNDEŞ - Bizim zamanımızda toplar, değerlendirir ve bu iki faaliyeti desteklerde üç ana ünite vardı. Şimdi, o zaman Hamza Paşanın zamanında şu noktadan hareket ettik. Bir adam hem haberi toplar hem de değerlendirirse, sübjektif olarak kendi topladığı habere doğrudur der. Onun için toplamayla değerlendirme arasına bir çelik duvar girsin, haber faktörlerinden yoksunsa değerlendirme, yahu sen bana bu haberi gönderdin ama, üç tanesi noksan... Yani, bir oto kontrolle böyle bir sistem yapmıştık. Bu da birçok temel istihbarat kitaplarının yazılmasına sebep olmuştu. O grup da bunun böyle olmadığını, toplamanın ve değerlendirmenin aynı ünite olduğu üzerinde ısrar ediyordu.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Peki bu uygulamaya geçildi mi, Hiram Abas’ın bu düşüncesinin üzerinde...

NURİ GÜNDEŞ - O zaman öyle bir programa geçildi.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Peki, bunun ne etkisi oldu; yani, değerlendirmeyi ve bilgi toplamayı aynı kurumun veya aynı insanların yapması üzerinde, bazı spesifik örnekler verebilir misiniz?

NURİ GÜNDEŞ - Tez ve antitez. Yani, onlar da bunu kabul ediyoruz, diyorlar ki; bu şey daha iyidir.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Niçin rahatsızlık duyuldu? Mesela siz bundan rahatsızlık duydunuz.

NURİ GÜNDEŞ - Ben rahatsızlık değil de, ben daha aktif olduğu organizasyonun daha randımanlı olacağını, onlar da öbür organizasyonun daha randımanlı olacağını iddia ediyorlardı.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Peki, Millî İstihbarat Teşkilatında çok açıkça soruyorum, çok önemli bir konu benim için ideolojik farklılaşmadan kaynaklanan bir çekişme var mıydı?

NURİ GÜNDEŞ - Hayır.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Kesinlikle yok mu?

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, kesinlikle yok.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Yani, bunun böyle olmadığını çok rahatlıkla söyleyebiliyorsunuz?

NURİ GÜNDEŞ - Tabiî, tabiî, rahatlıkla söylüyorum.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Halbuki, çok değişik insanlar var Millî İstihbarat Teşkilatında görev yapan. Bu insanlar arasında diyalogu sağlayacak veya ortak çalışmayı sağlayacak değerler çok güçlü mü ki, herkes kendi ideolojisi doğrultusunda...

MİT'e İnsanları Çok Seçerek Alırlar..

NURİ GÜNDEŞ - Biliyorsunuz, MİT'e insanları çok seçerek alırlar ve çok tahkikattan geçer ve bunlar bir de kendi üniteleri içerisinde birbirini kontrol ederler. Kimse, yasaların dışına çıkarak ideolojik yapısını vazifesine katmaz.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Bunun örnekleri yok mu?

NURİ GÜNDEŞ - Vallahi ben görmedim. ,

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Peki, tekrar bir soru soracağım. Türkiye'de istihbarat birimleri var. Millî İstihbarat Teşkilatı, Emniyet var, JİTEM var. Bunlar arasında bir konum çatışması var mı?

NURİ GÜNDEŞ - Benim zamanımda yoktu. Daha çok, ahenkli bir çalışma vardı. Demin de söylediğim gibi, sonuca randımanlı bir şekilde gidiyorduk. Benim zamanımda yoktu.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Sizin zamanınızda JİTEM de yoktu.

Benim Zamanımda JİTEM Yoktu

NURİ GÜNDEŞ - JİTEM de yoktu evet, Emniyette de yoktu bir şey.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Bir tek siz vardınız.

BAŞKAN - Var mı başka? Buyurun Metin Bey.

METİN ÖNEY (İzmir) - Sayın Gündeş, Özer Beye zarflar veriyorum dediniz demin, rapor anlamında kullandığınızı söylediniz. Mahiyetleri neydi genelde; yani, hangi konuları kapsıyordu bu zarflar?

NURİ GÜNDEŞ - Ben Özer Beye vermiyordum...

METİN ÖNEY (İzmir)- Yani, Başbakanı bulamadığınız zaman...

NURİ GÜNDEŞ - Benim bir ulaşma kanalım olması lazım.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Bu zarfların muhtevası nedir?

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - İyi ya işte ulaşma kanalı olarak Özer Beye zarf teslim ettin mi?

NURİ GÜNDEŞ - Evet.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Bunun içinde ne vardı diyor.

MİT Müsteşarı'nın Değişmesine Gerek Yok Dedim

NURİ GÜNDEŞ - Genelde teşkilatın, Hanımefendinin istediği aktiviteyi sağlamak için teşkilatın nasıl, kimlerle, ne şekilde bir şeyde... Bana geldiğim gün şey söylediler, işte MİT demin Fikri Beyin söylediği gibi müsteşarın değişeceği falan şeklinde. Buna hiç gerek yok. Sayın Müsteşarımız var, burada onunla da aktivite sağlanır dedik. Yani, değişmesi mevzubahis...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Ama, şunlar şunlar, şu isimler olursa daha iyi falan gibi...

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - İşte demin benim sorduğum soru oydu. Ona cevap vermek istemediniz. Benim de sorduğum oydu zaten. Ben böyle bir şey, hayır dedi ona.

NURİ GÜNDEŞ - Benim yegâne şeyim, şunu şuraya kaydırırsak...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Yani, örgütlenme, yapılanma filan bunlarla ilgili...

BAŞKAN - Sayın Gündeş, son bir soru sorayım, burada eskiden verdiğiniz ifadede, beyanda da öyle söylüyorsunuz, ASALA ile ilgili. Gerçekten, ASALA yok edildi. Yani, bunu biz mi yok ettik, kendi iç bünyelerinde mi çatışma doğdu veyahut kendiliğinden mi dağıldı? Yani, bizim çalışmalarımız neticesinde mi oldu?

ASALA'yı Kendi İç Çekişmeleri Bitirdi

NURİ GÜNDEŞ - Efendim, burada bir işlevlerin sona ermesi meselesidir. Orly katliamından sonra kendileri birbirlerine girdiler. Ara Toranyan ile Agob Agobyan çekişmesi oldu. Ondan sonra dağıldılar. Şimdi, Yaşar Bey, yalnız bir şey tevcih etmek istiyorum. Ben tecrübeli bir bürokratım, elli sene üzerinden emekli oldum ve ne için ne yaptığımı bilirim. Eğer, ben rahatsızlık duymasaydım zaten ayrılmazdım.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Orasına ben itiraz etmedim. Rahatsızlık duyuşunuzun...

NURİ GÜNDEŞ - Rahatsızlık duymasaydım, ben her gün birkaç defa görmem lazım gelen bağlı olduğum kişiyi göremezsem, ona yazılı ulaşmazsam ben orada vazifemi yapamıyorum demektir.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Biz orasına bir şey demedik zaten:

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Sayın Gündeş, özür dilerim, rahatsızlık duyduğunuz konu sadece Sayın Başbakanı görememiş olmanız mıdır?

NURİ GÜNDEŞ - Tabiî, tabiî. Ben çünkü Başbakana bir şeyler söylemek...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Ama, siz biraz evvel dediniz ki, benim istihbarat yapma imkânım da yoktu, bir sekreterim vardı ben... Neye göre anlatacaktınız?

Activite Yapamıyacaksam Ne İşim Var Orada

NURİ GÜNDEŞ - Şimdi, öyle değil. Neyi anlatacağım, ben söyleyeyim anlatacağımı. Ne maksatla geldim buraya; aktivite vermek maksadıyla geldim ve aktiviteyi orada uygulayacak ve kimseyle koordinasyon yapamayacak durumdaysam ne işim var orada?

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Sayın Gündeş, bizim o kısmına bir şey dediğimiz yok. Biz, burada görevlendirdiğimiz süre içinde, bizdeki bilgi, bendeki bilgi de devletin resmî kurumlarına dayanıyor. Yani, ben sokaktan toplama bilgiyi söylemiyorum size. Sizin, burada yapılanma için, birtakım şeylerde bulunduğunuz, Emniyette yapılanma için birtakım...

NURİ GÜNDEŞ - Emniyette yok.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Ben size söylüyorum, siz de yok dediniz zaten. Sonra, bu bilgileri Başbakana ulaşamadığınız için Başbakanın eşiyle paylaştığınız yolunda bilgi geldi bana.

NURİ GÜNDEŞ - Hayır.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Resmî bilgi bendeki canım, siz hayır diyorsunuz. Ben de diyorum ki... Yok demiyor, teyit ediyor. Diyor ki, Başbakana ulaşmak üzere zarfı kendisine verdim.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Bilgi resmiyse yanlış olur, sokaktan topladığın bilgi doğrudur.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Hayır, bendeki resmî bilgi dediğim, resmî kanallardan gelen bilgi. Şimdi, kendisi teyit ediyor. Bana gelen bilgilerin yanlış olmadığı görülüyor. Biz oranın, sizin Başbakanlıkta sıkıldığınız, görüşemediğiniz için bu işten fevkalade rahatsız olduğunuz, o sizin takdiriniz biz orasında değiliz. Biz, onun dışındaki bölümüne bakıyoruz. Sizin kendi takdiriniz, kendi hayatınızla ilgili, kendi tutumunuzla ilgili kararınızı siz kendiniz verirsiniz. O bizim işimiz değil.

NURİ GÜNDEŞ - Zaten bir fonksiyonum olmadı.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Yani, şöyle diyebilir miyiz?..

NURİ GÜNDEŞ - Fonksiyonel bir durum olmadı.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR {İçel) - Sizin rahatsızlığınız sizinle sadece ilişki kurmamaları, sizin bilgilerinize...

NURİ GÜNDEŞ - Görevsel durumdan da...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Yani, onun dışında başka...

Ben Orada Sepet Gibi Oturmam

NURİ GÜNDEŞ - Yani, bir danışmanın manası devlet hizmetinde senelerce onur görmüş, tecrübelerinden siyasîlere bir şeyler verecek bir adam. Ben orada oturuyorum, benden istifade edilmiyor. Ben orada sepet gibi oturmam...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Ama, başkalarından istifade ediliyor muydu o sırada? Yani, onu görüyordunuz herhalde.

NURİ GÜNDEŞ - Mesela Volkan Bey'den ediliyordu, Ali Tigrel'den ediliyordu. Onlar toplantılara gidiyordu, ben çağrılmıyordum.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Sizden de edilmedi değil aslında. Ben, konuyu değiştirmek istemedim. Başbakanlık bünyesinde bir Yüksek Güvenlik Kurulu kuruldu, sizin söylediğiniz anlamda.

NURİ GÜNDEŞ - O zaman ben dışlanmış oldum demek ki.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Sayın Gündeş olmadı demesine rağmen Başbakanlıkta bir Yüksek Güvenlik Kurulu oluşturuldu. Şimdi diyor ki, benim dışımda, diyor; ama, oluşturuldu.

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, hayır, Başbakanlıkta değil, Millî Güvenlik Kurulunda.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Hayır, Başbakanlıkta, Başbakanın kendisi belli kişileri bir araya getirerek...

NURİ GÜNDEŞ - Ondan haberdar değilim, samimi söylüyorum haberdar değilim.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Yani, Sayın Gündeş, kısaca şunu sormak istiyoruz. Sayın Çiller, bir istihbarat örgütü kurmak istedi mi; kurabildi mi; bunun için sizden yardım alacaktı da alamadı mı?

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, samimî söylüyorum; bana böyle bir teklifte bulunmadı.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Böyle bir çalışma yapıldı mı?

NURİ GÜNDEŞ - Böyle bir çalışma içerisinde olmadım.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Ama oldu...

NURİ GÜNDEŞ - Olduğunu sizden duyuyorum; vallahi bilmiyorum.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Hayır, güvenlik kuruldu canım. Neyse, tamam... Kaç defa toplantısı yapıldı.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Gündeş.

Özal Bey Öyle Bir Şey Kurdu

NURİ GÜNDEŞ - Beni ekarte edip, Sayın Özal Bey öyle bir şey kurdu; bunu Hasan Celal Güzel Bey de söyledi. Ben, o zaman, bu kitapta yazdığı gibi, hem Genelkurmayın hem Başbakanlığın namzet olduğu halde, bu hiyerarşiyi bozdular dışarıdan getirdiler.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Sayın Gündeş, bir daha söyler misiniz...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Nasıl bir örgüt kurdu?

Devlet Umuru Görmüş İnsanlar

NURİ GÜNDEŞ - Örgüt değil; kendi istedikleri adamları... Bakın, ben size bir şey söyleyeyim, Yaşar Bey oranın eski şeyi. Yani, bu enteresan. Bazı insanların özellikleri, bazı bilgileri alt kademeden toplamak isterler. Halbuki, devlet umuru görmüş insanlar buna yanaşmazlar; devlet umuru görmüş insanlar tepeden alırlar; tepedeki adamı beğenmiyorlarsa, onu değiştirirler. Bize yakışmaz bu.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Ne yaptılar? Sayın Özal bir şey mi yaptı?..

NURİ GÜNDEŞ - Ben gazetelerden duyuyorum; kadın kaçırmışlar, damat kaçırmışlar, şunu yapmışlar, bunu yapmışlar... Bilmiyorum. Ben de sizin gibi kitaplardan...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Hayır, yani, böyle bir örgüt, böyle bir istihbarat...

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, böyle bir örgüt yok; yani, oradan kendi özel...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Yani, özel bir büro mu kurulmuş?

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, özel bir büro değil; yani, kendi adamlarını getirmek suretiyle güvenceye almak; yani, kendi güvendiği adamları getirmek için...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Nasıl, nereye?..

Hiram Abas Benim Yerime Geldi Oraya

NURİ GÜNDEŞ - MİT'e... Hiram Abas benim yerime geldi ya oraya...

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Özal diyor, anladığım kadarıyla... Bu, MİT'e, vesaireye kendi adamlarını getirip yerleştirmek suretiyle kendisini daha güvenceye almak istedi. Öyle mi; onu mu kastediyorsun?..

NURİ GÜNDEŞ - Onu söylüyorum.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Sayın Güneş, izin verir misiniz. Söylediğinizin farkına varıyorsunuz değiştiriyorsunuz. Biraz evvel dediniz ki "Özal, özel bir büro kurdu..."

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, hayır... Bakın, yanlış anlaşılmış...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) - Sayın Gündeş, siz biraz evvel dediniz ki "devlet umuru görmüş insanlâr, yukarıdan bilgiyi alırlar; çok çok yukarıdakileri değiştirirler" dediniz. Sayın Özal, eğer, birtakım atamalar yapmış ise, bunda kanıksanacak ya da bunda eleştirilecek bir durum yok; ama, siz eleştirel bir yaklaşımla bunun özel bir çalışma olduğunu ima ettiniz biraz evvel, yahut da...

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, ben sizin düşündüğünüz gibi düşünmüyorum. İşin başındaki dururken alttaki adamdan haber alınırsa, o adam devleşir, yukarıdaki adamı da tanımaz.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Öyle oldu diyor. Hiram Abas filan...

NURİ GÜNDEŞ - O zaman müsteşarı tanımamaya başlar; bürokraside patoloji başlar...

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) - Böyle bir örgütlenme söz konusu değil mi?..

Özel Bir Örgüt Asla Kurulmamıştır

NURİ GÜNDEŞ - Hayır, özel bir örgüt asla kurulmamıştır.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ederiz.

NURİ GÜNDEŞ - Ben teşekkür ederim.

N o t: Nuri Gündeş'in de dediği gibi, MİT'e alınacak personel uzun tahkikatlardan ve bir takım imtahanlardan geçer. Buna rağmen alınanlar arasında, o teşkilata yakışmayan bir takım kişiler çıkar. Bunların bir kısmı Teşkilat'tan uzaklaştırılırlar, bir kısmı ise "kol kırılır yen içinde kalır" mantığı ile idare edilirler.

Nuri Gündeş gibi asker kökenli kişiler için doğru dürüst bir tahkikat yapıldığını söylemek mümkün değil. Zaten MİT'in yakın tarihine bakılacak olursa, MİT'te görevli olup casusluk, Mafya ilişkileri, yolsuzluk, yargısız infaz olaylarında adı geçen kişilerin büyük bir bölümünün, maalesef asker kökenli kişiler olduğu görülecektir. Bu ordunun elit ve vasıflı subaylarını kendine saklayıp MİT'e diğerlerini yollamasından kaynaklanmaktadır.


MİT'te görev yaptığı dönem içinde kendi çıkarları dışında bir şey düşünmeyen, silah satışı, Mafya babalarından hediye alma, holdinglerden çıkar sağlama, gümrük kaçakçılığına yardım etmek gibi bir çok olayda adı geçen Nuri Gündeş, yalan, dolan, hizipçilik ve entrika yöntemleri ile Teşkilat'a kötü tohumlar ekmiş, tamiri güç bir yozlaşmanın mimarı olmuştur. Gündeş, MİT tarihinde kara bir leke olarak anılacaktır.