Mavi Akıntı
[ 17/5/2001 - 11:00 ]  By Atin  anadolu@atin.org

Soldaki fotoğraf Eylül 1999'da Moskova'da çekilmiş. Üstüne tıklarsanız daha iyi görebilirsiniz. Orijinal resmin üzerindeki kırmızı işaretli yazılara ve edindiğimiz bilgiye göre toplantıda Türk tarafından, ANAP Milletvekili Yılmaz Karakoyunlu, işadamı

Kumarcının Blöfü

Soldaki fotoğraf Eylül 1999'da Moskova'da çekilmiş. (Daha büyük görmek için tıklayınız).

Orijinal resmin üzerindeki kırmızı işaretli yazılara ve edindiğimiz bilgiye göre toplantıda Türk tarafından, ANAP Milletvekili Yılmaz Karakoyunlu, işadamı Şarık Tara, zamanın Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, ANAP Başkanı Mesut Yılmaz, Moskova Büyükelçisi Nabi Şensoy, Büyükelçilik sekreteri veya tercümanı ile birader Turgut Yılmaz var. Bunun dışında toplantıda bulunan birkaç kişi bilinmiyor.

Rus tarafında ise Moskova Belediye Başkanı Yuri Lujkov ile Gazprom şirketinin Başkanı. Hani şu Mesut Yılmaz'ın "Moskova Belediye Başkanı'nın Sanat Danışmanı ve heykeltıraş'' olarak tanıttığı Gasprom yetkilisi.

Resimde de görüleceği üzere Mesut Yılmaz Başbakan edasında ortaya oturmuş, bir yanına Başbakan Yardımcısını, diğer yanına da Büyükelçiyi almış, toplantıyı yürütüyor.

Acaba ne konuşuyorlar?

Gazprom Başkanı'nın katıldığı bir toplantıda herhalde "terörle mücadelede işbirliği" gibi konular değil. Belli ki "Mavi Akım" görüşülüyor.

Zaten bu birader Turgut'un pozisyonundan da belli. O, "Elektrik düğmesinden başka elektrik işlerinden anlamadığı için" gerektiğinde düğmeyi açıp kapatmak üzere, düğmeye yakın oturmuş.

Bu günlerde Türkiye'de en çok bu konu konuşuluyor.

Geçenlerde (9 Mayıs 2001) Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Mesut Yılmaz'ın Moskova'da Gazprom yetkilileri ile yaptığı görüşmelere ilişkin bir yazı yazdı. "Gestapo savaşının ikinci raundu geliyor" başlıklı yazısında Özkök şöyle diyordu:

"ÖNCEKİ akşam ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'la sohbet ediyoruz. Yılmaz, Jandarma'nın Beyaz Enerji operasyonundaki tutumuna fena halde takmış durumda.

Jandarma ile arasındaki ''Gestapo'' tartışmasının birinci raundu tamamlandı.

Ama aldığım havaya bakılırsa, bu iş burada bitmedi.

Önümüzdeki günlerde çok çarpıcı bazı gelişmeler olabilir.

....Yılmaz, Jandarma'nın yürüttüğü Beyaz Enerji operasyonuna kendisinin ve ailesinin bulaştırılması için her şeyin yapıldığını söylüyor.

Mesela Jandarma'da bu konuda verilen bir brifingde duvara bir şema asılmış.

‘‘En tepede benim ismim varmış. Altta öteki isimler. Ve bütün para bana akıyormuş. Böyle saçma sapan şemalar bile hazırlamışlar’’ diyor.

Gazprom Olayı

Yılmaz'ın üzerinde durduğu bir başka olay da, Rusya ziyareti sırasında Gazprom yetkilileriyle görüşüp görüşmediği.

‘‘Kesinlikle görüşmedim.’’ diyor.

Çok kesin konuşuyor. ‘‘Yanımda Star Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Çekirge vardı. Çernomirdin'le yaptığım konuşmayı karıştırıyorlar. Çernomirdin, eskiden Gazprom'un genel müdürüydü. Ben görüştüğüm sırada çoktan ayrılmıştı ve ben onunla parti başkanı olarak görüştüm’’ diye devam ediyor.

Nitekim Çekirge dün gazetesindeki yazıda bu ifadeleri doğruladı."


Biliyorsunuz Mesut Yılmaz sıkı bir kumarbaz. Kumarbazlar ellerinde zayıf kart dahi olsa, hiç renk vermeden blöf atarlar. Bu çoğu zaman geçerli de olur. Ama karşısındaki daha iyi bir oyuncu ise ve muhatabının blöf yaptığını anlarsa, blöfünü görür ve blöfçünün pantolonuna kadar alır.

Yılmaz da Ertuğrul Özkök'ün gözlerinin içine baka baka ona "kesinlikle görüşmedim" diyerek savcıyı, jandarmayı suçlamış, büyük bir blöf atmış.

Ertuğrul Özkök, Yılmaz'ın gözünün içine baka baka kendisine yalan söylediğini ertesi gün Moskova'dan gelen bir haberle anlamış ve o günkü yazısında bir gün önce Mesut Yılmaz'a atfen verdiği haberi düzeltmiş.

Şöyle yazmış Özkök ertesi günü:

"Moskova'dan Gelen Not

DÜNKÜ yazımda ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın Moskova gezisi sırasında Gazprom yetkilileriyle görüşmediğini söylediğini yazmıştım.

Yılmaz, Çernomirdin'in Gazprom'un eski genel müdürü olduğunu, o tarihte kendisi ile ‘‘Evimiz Rusya’’ Partisi Genel Başkanı olarak görüştüğünü söylemişti.

Bu yazım yayınlandıktan sonra dün Moskova Temsilcimiz Nerdun Hacıoğlu aradı ve şu notu geçti:

'Yılmaz, Çernomirdin ile 20 Eylül 1999 günü görüştü. O tarihte Rusya seçim ortamındaydı ve Çernomirdin gerçekten ‘‘Evimiz Rusya’’ Partisi'nin başkanıydı. Ancak bundan bir ay kadar önce, Yeltsin tarafından görevinden alındıktan bir süre sonra, tam tarihi ile 26 Ağustos 1999 günü Gazprom Olağanüstü hissedarlar toplantısı yapıldı. O gün Çernomirdin hissedarlar tarafından Gazprom Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçildi. Yani Yılmaz'la görüştüğü gün Gazprom Yönetim Kurulu Başkanı'ydı.

Zaten görüşme de Gazprom'a ait bir binada yapıldı.' "


Evet, kumarbazın blöfü elinde patlamış, yalanı ortaya çıkmış...

Bihaber Şahit Çekirge

Özkök'ün yazısında bahsi geçen ve Moskova seyahatinde Yılmaz'a refakat eden ve Yılmaz'ın beyanlarını doğrulayan gazeteci Fatih Çekirge'nin yazısına da baktık.

Çekirge'nin 08.05.2001 tarihli yazısının başlığı "Fotoğrafı düzünden okumak".

"Mesut Yılmaz, son Moskova gezisinde, Gazprom yetkilileriyle görüştü mü, görüşmedi mi?

Yılmaz, Moskova Belediye Başkanı’yla toplantı yaparken çekilmiş fotoğrafta, Gazprom’un başkanı var mıydı, yok muydu?

Birkaç gündür, bu sorular, Türk basınının ‘dedektiflik sahnesi’nde en yüksek tondan soruluyor...

Soruların amacı, Türkiye’de peş peşe patlayan ‘beyaz enerji’ operasyonları ve ardından gelen, ‘mavi akım’ soruşturmasıyla, Yılmaz’ın son Moskova gezisi arasında bir bağ olup olmadığını ortaya çıkarmak...

Yılmaz, projeyle ‘gönül bağı’ olduğunu söylüyor...

Ancak, 19 Eylül 1999’da yaptığı 2 günlük geziyle ilgili olarak, farklı iddialar ortaya atılıyor...

En keskin iddia ise, Yılmaz’ın bir hükümet yetkilisi olmamasına rağmen, Gazprom başkanıyla görüşmüş olması...

Çok ilginç bir tesadüftür ki, bu gezide ben de vardım...

Yılmaz, geziden birkaç gün önce, yaptığımız bir sohbet sırasında, Moskova ziyaretine benim de katılmamı isteyince, bugün, büyük tartışmalara neden olan 2 günlük geziyi ben de izlemiştim...

Moskova’ya Yılmaz’la aynı uçakta uçtuk..."


diye devam ediyor Fatih Çekirge'nin yazısı.

Çekirge'nin 18 Eylül 1999'da, Yılmaz'la birlikte Moskova'ya, Enka'ya ait özel jet ile uçmuş olması neden "çok ilginç bir tesadüf" pek anlayamadık. Yılmaz, yakın bulduğu bir gazeteci olarak "gel" demiş, o da gitmiş. Bunun tesadüflük yanı nedir anlayamadık? Anladığımız, şahit Çekirge'nin pek bir şeyden haberi olmadığı. Çekirge, herhalde Moskova'da vaktini sosyal araştırmalar ve ikili temaslarla geçirmiş ki, Mesut Yılmaz'ın ne yaptığından ve olan bitenden pek haberi yok.

Nitekim kendisi de "Moskova Büyükelçisi Nabi Şensoy’u arayıp, ikinci gün gezi programında katılmadığım boşlukları gidermek istedim" diyor.

Anlaşılan Çekirge'nin durumu kavraması ve boşluklarını gidermesi için, Özkök'e Moskova'dan gelen yazıyı ve bu sayfadaki resimleri de bir "düzünden" okuması gerekiyor.

Mavi Akıntı

İyi ve doğru haber alabilmek için artık "İnternet Gazetelerini" tercih ediyoruz. Konumuzla ilgili "Habertürk'te" bir yazı ve resim vardı. Bakın ne diyor:

"Mesut Yılmaz'ın 18-20 Eylül 1999 tarihlerinde çıktığı meşhur Mavi Akım seferi belleklerde masa başı bir fotoğrafla iz bırakmıştı!!! Yılmaz, ANAP Lideri sıfatıyla Gazprom yetkilileriyle bir araya geldiğini yalanladıktan sonra, fotoğraftaki Gazprom yetkilisini ''Moskova Belediye Başkanı'nın Sanat Danışmanı ve heykeltıraş'' olarak tanıtmıştı!!! Ancak Rusya'da yayınlanan Moskova'da Zaman Gazetesi'nin hem Türkçe hem de Rusça olarak verdiği haber ve haberi destekleyen fotoğraf, Yılmaz'ın aslında ''Mavi Akım'' çıkarması yaptığını doğrular nitelikte!!! Mavi Akım'dan ''Mavi Akıntı'' olarak söz eden gazete, haberi süslediği fotoğrafındaysa, Mesut ve Berna Yılmaz, Cumhur Ersümer ve Şarık Tara'yı, keyifli bir Moskova gününde bir arada gösteriyor!!! Mesut Yılmaz'ın bu en yeni ''Mavi Akım'' belgesini yine ilk kez HABERTURK açıklıyor!!!"

Güzel bir haber, iyi habercilik. Kutlarız.

Gemisini Kurtaramayan Teknoloji

Bu kadar gürültü yaratan bu "Mavi Akım" veya "Mavi Akıntı" projesi ile ilgili kafamızda bir kaç sual var.

-Mavi Akım Projesi anlaşmasında "Ankara-Samsun" hattını yapacak firmaları neden Ruslar seçti?

-Seçimi onlar yaptıklarına göre, bu şirketlere 52 Milyon dolarlık avansı neden doğrudan biz verdik?

-Söylendiği kadarıyla bu projenin şimdiye kadar bir örneği olmamış. Rus teknolojisi Karadeniz gibi ismi üstünde "kara" bir denize bu boru hattını başarılı bir şekilde döşeyebilecek mi?

-Boru hattını başarılı bir şekilde döşediklerini var sayalım. Bu hattın denizdeki bölümünde, teknik veya sismik nedenlerle bir arıza, yarılma, parçalanma olursa bunu nasıl onaracaklar. Yoksa böyle bir durumda Mavi Akım boru hattı, Barents Denizi’nde 108 metre derinlikte dibe oturup, 118 gemici ile ölüme terk edilen "Rus nükleer denizaltısı Kursk" gibi kaderine mi terk edilecek? O taktirde parasını verip bir tane daha mı yaptıracağız? Bizde para bol, neden olmasın?

-Projenin babası Mesut Yılmaz, böyle bir arızada, "denizaltıda oğlu olan acılı Rus anası" gibi, bağırıp çağırıp, bunu hemen halletmelerini isterse, Ruslar ona da bir iğne yapıp toplantı salonundan uzaklaştıracaklar mı?

-Ruslar bu projede çeşitli nedenlerle başarılı olamazlarsa Yılmaz Ankara-Samsun hattını ne yapacak, nasıl kullanacak.?

ABD'de Gizli Enerji Temasları

Yılmaz, Mavi Akım için Rusya'ya gitmeden önce gizlice, kimseye haber vermeden ABD'ye de gelmişti.

Yılmaz'ın ABD'ye giriş yaptığını öğrenen ABD güvenlik görevlileri, Türk Büyükelçiliğini arayarak "Yılmaz'ın koruma isteyip istemediğini" sormuşlar.

Yılmaz'ın gelişinden haberi olmayan Büyükelçilik görevlileri bu soru karşısında şaşırmışlar ve böylece Yılmaz'ın ABD'de olduğunu da öğrenmişler.

Belki de ABD güvenlik teşkilatları, bu davranış ile Yılmaz'a kibarca, "bizim neler çevirmeye çalıştığından haberimiz var" mesajını veriyorlardı.

Bunu bana basın mensubu bir dostum anlattı. Sonra basın mensupları araştırıp Yılmaz'ı bulmuşlar. Yılmaz karşısında gazetecileri görünce afallamış. "Beni nasıl buldunuz?" diye sormuş. Konu bilahare gazetelere de intikal etti.

Söylendiğine göre Yılmaz'ın ABD'deki enerji temaslarını ABD'de yaşayan ve geniş çevresi bulunan Zeyno Baran yürütmüş. Yine belirtildiğine göre Zeyno Baran, Zafer Mutlu'nun üvey kızı ve Mavi Akım projesi ile ilgili olarak Yılmaz ile Moskova'ya da gitmiş.

Kumarbazın Sonu Geldi


Evet kumarbaz gözlerimizin içine baka baka blöf çekmeye, yalan söylemeye, her yaptığını inkar etmeye, hakimi, savcıyı, sağı-solu tehdit etmeye devam etsin.

Biz onun, herkesin gözlerinin içine baka baka, monoton ve mimiksiz bir tavırla;

"Türkbank Satışında MİT, Korkmaz Yiğit için temiz raporu verdi",

"Polisten bana bilgi gelmedi",

"Polisten yazı gelmiş ama özel kalemde, kozmik büroda kaybolmuş. Sorumluları hakkında araştırma yapıyoruz",

"Uçağın benzini azalınca, benzin ikmali için Budapeşte'ye indik",

"Erol Evcil'i tanımam. Bir kere geldi 4-5 saat oturdu ama bir şey konuşmadık",

"Alaattin Çakıcı ile hiç konuşmadım",

"Yavuz Ataç uzun süreden beri kontrolümüz altındaydı",

"Çeteleri temizliyoruz, MİT'te çetelerle ilişkili kişileri tasfiye ediyoruz",

"Moskova'da Gazprom Yetkilileri ile katiyen görüşmedim",

şeklindeki yalanlarını, blöflerini iyi biliyoruz.

Sadece biz değil, şimdi herkes onu iyi tanıyor.

Bizce artık kumarbazın sonu geldi.

O artık son blöfleri oynuyor...