Trona ve Bor
[ 27/3/2001 - 11:00 ]  By Okuyucu  okuyucu@oku.com

1981 yılında, bir şirket Bor Madenlerinin işletme hakkı olan imraniye karşılığı Hisar Bank'dan kredi almıştı ve ödeyememişti. Hatta ödemek için beyaz zehir ticareti yapmaya çalışmışlar ve emniyet ekipleri tarafından tutuklanmışlardı. 

Bir süre önce "Bor Madenlerinin Özelleştirilmesi" ile alakalı olarak bir dostumdan mektup almıştım. Şöyle yazmıştı dostum:

"Gazetelerden Bor Madenlerinin özelleştirileceğini okuyorum.

1981 yılında, bir şirket Bor Madenlerinin işletme hakkı olan imraniye karşılığı Hisar Bank'dan kredi almıştı ve ödeyememişti. Hatta ödemek için beyaz zehir ticareti yapmaya çalışmışlar ve emniyet ekipleri tarafından tutuklanmışlardı.

Hisar Bank icra kanalı ile sahada bulunan madene el koymuştu.

Bu isi temizlemek görevi verilen ekipte ben de vardım. Bu madeni satıp kredi borcu temizlenecekti. Bu konuda inceleme yapmıştık. İnceleme neticesi bunu ancak tekel durumunda olan Yahudi broker şirketleri kanalı ile Amsterdam / Hollanda mal borsasında satabileceğimizi öğrendim. Bu arada öğrendiğim en önemli konu bu madenin katı Füze yakıtı olarak kullanıldığı ve çok stratejik bir malzeme olduğu idi.

Özelleştirilmeye gelince;

Türkiye de özelleştirme projesi kapsamında hem master planda hem de bazı özelleştirme projelerinde çalıştım.

Teletas da stratejik nokta; savunma sanayi için gerekli ve ülkenin dışa bağımlığını önleyecek teknoloji üretiliyordu.

Özelleştirme kapsamında British Telecommunication özelleştirilmesini inceleyerek. Türkiye’nin haklarının korunması için "Altın Hisse" çıkarılması ve ana sözleşmeye bu konuda madde eklenmesi ve bu şekilde ülke çıkarlarının korunması için 'veto hakki' elde edilmesi konusunda çalışma yaptım ve gerçekleştirdim.

Fakat maalesef Tansu Çiller hükümeti, Can Yeşilada Özelleştirme Dairesi Başkanı olduğu zaman 18% hisseyi Alcatel'e satmak için bunu iptal etti. Borsada daha yüksek fiyata satmak yerine blok satışı tercih ettiler. Türkiye’nin 25 Milyon Dolara muhtaç olduğunu hiç zannetmiyorum. Çıkar çevreleri bunu Alcatel'in isteği doğrultusunda gerçekleştirdiler.

Sonuç: Alcatel binlerce kişiyi işten çıkardı. Araştırma ve Geliştirme Laboratuarını (Ar-Ge) kapatarak buradaki bazı mühendisleri Belçika’ya götürdü. Kısaca teknoloji üretimini durdurdu.

Simdi, bor madeni konusunu düşündüğümde önerim:

Özelleştirilmenin bu konuda yapılmaması, IMF ile geri dönülmeyecek durumda anlaşılmışsa, "Altın Hisse" şartı ile özelleştirilmesi."



Bir başka okuyucumuz ise Trona ve Bor konusunda "içeriden" bilgiler vermiş. Sözü kendisine bırakıyoruz.

"Trona, 1990'lı yıllarda yurt dışı firmalar ile temasa geçilerek çalıştırılmak istenilmiş ve FMC firması ile Solvay devreye girmişlerdir.

Bu iki firma olanca gücü ile işleri yavaşlatmış dolayısıyla da konunun sürüncemede kalmasına çalışmışlardır.

Bu sırada trona 2840 sayılı " devletçe işletilecek madenler" kapsamında olmasına rağmen, bu iki firmanın istekleri ve Türkiye'deki uzantılarının istekleri doğrultusunda, bu kapsamdan çıkartılmıştır.

İmzalar zamanın Başbakanı Mesut Yılmaz ile Başbakan Yardımcıları Bülent Ecevit ve Hüsamettin Özkan'a ait.

FMC İle Solvay Firmalarının Türkiye Ayağı
Park Holding'in sahibi Turgay Ciner ile Bayındır Holding'in sahibi Kamuran Çörtük'ü 8 milyar dolarlık "stratejik maden ortaklığı"nda buluşturan isim Mesut Yılmaz.

Kamuoyunun yakından bilmediği bu ortaklık, 1997'de Eti Soda A.Ş. adıyla gerçekleşti.

Tabidir ki bu ortaklığın hayata geçmesi ve yapılan çalışmaların Eti Holding içerisinde yönlendirilmesini temin eden kişileri unutmamak gerekmektedir.

Eti Holding Genel Müdürü Ziya Gözler; Turgay Ciner ve Erhan Aygün’ün Trona işlerini organize eden ve onlara her türlü kapıyı açan ve hatta bu uğurda sekreteri Nuray'ın kocası, Maden Mühendisleri Odası ile bire bir ilişkili Safter'i, Eti Holdingden istifa ettirerek Bayındır Holding’e geçiren ve dolayısıyla işlerin ikinci ayağını oluşturan ve Eti Holding içerisindeki Teftiş Kurulu Başkanı olan O. Y. ve bunun yandaşı müfettişler ile hukuk müşavirini organize eden, bu oluşumu, belirli rant karşılığı hayata geçiren A. H.Ö.’in organizasyonunda, trona madeni resmen Park-Bayındır ortaklığına peşkeş çekilmiştir.

Karşılıkları ise oldukça verimli olarak alınmıştır. Ziya Gözler, Süleyman Demirel tarafından yılın bürokratı seçilmiştir. Kendisine yardım ve yataklık edenlerin tümü terfii ettirilmiş ve ranttan paylarını almışlardır.

Türkiye'deki soda yatakları, ABD'den sonra dünyadaki ikinci önemli yatak olarak kabul ediliyor. Soda külünün hammaddesi olan trona, cam sanayisinin ana hammaddesi. Ayrıca, alüminyum üretimi, sabun ve deterjan, kağıt, suyun sertliğinin giderilmesi, petrol rafinerisi, metal arıtımları, boya, tekstil, parfümeri, döküm sanayisi, galvaniz kaplama, sondaj, fotoğrafçılık gibi birçok alanda kullanılıyor.

Tabii bu organizasyon sadece soda ile sınırlı kalmamaktadır. Yılın bürokratı ödülü kendisine sunulan Ziya Gözler, bu ödül ile yeni bakan olan Şükrü Sina Gürel'in prensi durumuna gelmiş (getirilmiş) ve her dediği olur hale sokulmuştur.

Trona'da yapılan organizasyon pek bir beğenildiğinden aynısı Bor madenleri için de yapılmalıydı, Ziya Gözler bu nedenle Bakanı da arkasına aldığından olacak ki, bilinçli olarak Eti Holding tarafından atıl gösterilen Kestelek Bor madenlerinin özel sektörce çalıştırılması ve hatta özel sektörce pazarlanması için beyin yıkama organizasyonuna başlamıştır.

Bunun için zaten hazır olan ortam, A.H.Ö. organizatörlüğünde, Teftiş Kurulu Başkanı O.Y., Müfettişler, Hukuk Müşaviri C.B., Pazarlama Genel Müdürü A.Ş., Pazarlama Genel Müdür yardımcısı, daha da hazır hale getirilmiş ve 2840 sayılı kanuna rağmen bir çerçeve anlaşması yapılarak Bor madeninin üretim ve pazarlaması Park Holdinge verilmiştir.

İşi organize edenler, ya tutarsa mantığı ile göle bir maya çalmışlar fakat direkten dönmüştür. Ancak, Ziya Gözler'e yılın bürokratı unvanı verenler, bu konunun mutlaka çözülmesinde ısrar etmektedirler.

Hatta Erhan Aygün, Ziya Gözler'e ağza alınmayacak küfürler ve tehdit etmektedir. Bu arada Danıştay'a yazılar yazılmakta, hukukçulardan görüşler alınmakta ve zemin gittikçe daha da hazır hale getirilmektedir.

Ziya Gözlerin bu başarısız girişiminin ardından zaten rant paylaşımında oldukça sıkıntıya düşen, A.Ş., M.A. ve ekibini Pazarlama Genel Müdürlüğünden Şükrü Sina Gürel’in desteği ile uzaklaştırmış, kendi ekibi olan Ü.Ü., A.H.Ö. ortaklığını Pazarlama Genel Müdürlüğünün başına getirmiştir.

Artık ortam hazırdır. Danıştay’dan da muallak bir cevap gelmiş, Eti Holding Hukuk Müşavirliği ile Teftiş Kurulu da zaten kendi görüşleri doğrultusunda mütalaa vermişler, aynı yukarıda başarısızlıkla sonuçlanan çerçeve anlaşması bu kez yeni yönetimle (Ü.Ü., A.H.Ö., O.Y., C.B. ve Ziya Gözler) imzalanmıştır.


İşte bu organizasyonun perde arkası. Hayata geçirilmesi halinde ki mutlak surette hayata geçirilecektir. Sözler verilmiştir. Ziya Gözler'in Eti Holding içerisindeki bunca şaibeli tutum ve davranışı varken Şükrü Sina Gürel ve dolayısıyla Hüsamettin Özkan tarafından oldukça sıkı korunmasının altında yatan gerçekler."

--------------------------------------------------------------------------------------
Bu sayfa "Konuk Yazarımız" tarafından yazılmıştır. Anadolu Türk İnterneti, okuyucularının olumlu ve seviyeli yazılarına her zaman açıktır. Atin'de yayınlanmasını istediğiniz yazıları lütfen bize iletin. Açık kimliğinizi veya takma bir ismi kullanabilirsiniz. Görüş ve düşüncesi ne olursa olsun, hakaret ve küfür içermeyen, seviyeli bir şekilde yazılmış yazıları yayınlayacağımızdan şüphe duymayın. Konuk yazarlara ait yazıların yayınlanması, bu yazılardaki görüşlerin Anadolu Türk İnterneti'nce paylaşıldığı veya paylaşılmadığını yansıtmaz. ATİN.