Koyun Kaçakçılığı
[ 18/9/2000 - 11:00 ]  By Atin  anadolu@atin.org

Koyun Kaçakçılığı -
Basında çok az yankı bulan bir haber gözümüze çarptı:

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile Show TV sahibi Erol Aksoy'un da aralarında bulunduğu Aks Televizyon Reklamcılık ve Filmcilik Sanayi ve Ticaret A.Ş


Basında çok az yankı bulan bir haber gözümüze çarptı:

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile Show TV sahibi Erol Aksoy'un da aralarında bulunduğu Aks Televizyon Reklamcılık ve Filmcilik Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin 14 yöneticisi hakkında faturalarda ve gümrük çıkış beyannamelerinde tahrifat yaparak vergi kaçırmaktan dava açılmış.

Medyanın Üst Düzey Yöneticileri

Sanıklar, KDV iadesi almak için düzenledikleri sahte belgelerle, filmcilik şirketini kumaş ve koyun "ihraç" etmiş gibi göstermişler.

Doğan Medya Grubu Başkan Yardımcısı ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve Show TV'nin ortağı, CİNE 5'in de sahibi olan Erol Aksoy, İMKB Başkanı Mehmet Osman Birsen, Emek Sigorta ve Emek Hayat Genel Müdürü Mehmet Celal Seven, halen Kamuran Çörtük'ün sahibi olduğu Bayındırbank'ın İcra Kurulu Üyesi İsmail Emen'in de aralarında bulunduğu 14 ünlü gazeteci, bankacı ve hukukçu hakkında, naylon fatura ve sahte gümrük çıkış belgeleri ile devletten trilyonlarca lira haksız KDV iadesi aldıkları ortaya çıkmış.

Trilyonluk yolsuzluğun, Aks Televizyon Reklamcılık ve Filmcilik San. Tic. A.Ş. aracılığıyla yapıldığı anlaşılmış.

Olay şöyle gelişmiş:

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekipleri, Maslak'ta bulunan Aks Filmcilik şirketinin merkezine yaptığı baskında özellikle yurt dışına satılan mallara ait faturalar başta olmak üzere gümrük çıkış belgelerinde tahrifat yapılarak ihraç edilen malların tutarının fazla gösterildiğini belirlemiş.

İhracatta vergi iadesi istenmesi üzerine şirkette yapılan incelemeler sonrası ortaya çıkarılan vergi kaçırma işleminin tespit edilmesi üzerine Maliye müfettişleri de duruma el koyup inceleme yapmışlar.

Müfettişlerin hazırladığı rapor, Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu 27 Aralık 1999 gün ve 40/16 sayıyı yazısı, yine Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın 24 Aralık 1999 tarih ve 66 sayılı vergi inceleme raporları üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcısı Emin Ateşağaoğlu, sorumlular hakkında işlem yapmak üzere harekete geçmiş.

Gazeteci, Bankacı ve Hukukçu İşbirliği

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Emin Ateşağaoğlu (21104) tarafından 12 Temmuz 2000 tarihinde hazırlanan iddianamede "fatura ve gümrük beyannamelerinde tahrifat yaparak kasaplık koyun ihraç etmiş gibi gösterip vergi kaçırmaktan" haklarında dava açılan 14 sanık şunlarmış:

Ertuğrul Özkök (Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)

Erol Aksoy (Hürriyet Gazetesi hissedarı ve CİNE5'in sahibi)

Mustafa Gürbüz Tümay (Bankacı)

Altan Edis (AKS TV Yönetim Kurulu Üyesi)

İsmail Emen (Bankacı)

Mehmet Osman Birsen (İMKB Başkanı)

Mehmet Celal Seven (Bankacı)

Fikret Güler (Bankacı)

Hüseyin D Yursuvat (Show TV-Cine 5 Yönetim Kurulu Üyesi, MİT Müsteşarı'nın Avukatı)

Soner Gedik (Doğan Medya Grubu Başkan Yardımcısı)

Ömer Faruk Baykan (Kanal D Genel Müdürü)

Tezcan Yaramancı (Hürriyet Basın-Yayın A.Ş. Genel Müdürü)

Ersin Rüstem Tatar (AKS TV Koordinatörü)

Murat Saygı (Show TV Genel Müdürü)

Savcı Ateşağaoğlu, mali şube ekiplerinin incelemeleri sonucu devletten vergi iadesi almak için faturalarda tahrifat yapıldığını, gümrük çıkış belgelerinde ihracat yapılmış gibi gösterildiğini, tüm bunların şirketin alışveriş yapmış gibi gösterdiği şirketlerin kayıtlarından da anlaşıldığını belirterek, bunların ihracatta vergi iadesi alınmak istenmesi üzerine yapılan araştırmalarla ortaya çıkarıldığını kaydetmiş. Mal alımı yapıldığı iddia edilen ve kayıt altına alınan şirketlerin arasında paravan şirketler de olduğunun tespit edildiğini anlatan savcı Ateşağaoğlu, iddianamede şunlara yer vermiş:

Üç Yıl Hapis İstemi

"Bakırköy Vergi Dairesi'ne kayıtlı Marmara İnşaat Turizm Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden, Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi'ne kayıtlı Bazem Tekstil San. ve Dış Tic. AŞ'den, Özçınar Tekstil Gıda ve Zirai Ürünler İthalat İhracat Ltd. Şti.'den, Potaş Doğan İthalat İhracat Tic. AŞ'den ihraç edilmek üzere mal alınıp kayıtlara intikal ettirilerek kullanıldığı, bu firmalarda yapılan incelemede ise Marmara İnşaat Turizm Gıda Tekstil ve Dış Tic. Ltd. Şti'nin paravan bir şirket olup yetkilisi gözüken Ahmet Günyolu'nun kurduğu diğer şirketlerle birlikte bir organizasyon içinde sahte belge düzenleme faaliyetiyle uğraştığı belirlendi."

Ticari ilişkiye girildiği belirtilen bazı şirketlerin de adreslerinde bulunmadığı ve bunların ufak bir sermayeyle trilyonlarca ciro yaptığının anlaşıldığına dikkat çeken savcı Emin Ateşağaoğlu, "Sanıkların yetkilileri ve yöneticileri olduğu şirketin televizyon yayıncılığı faaliyetiyle uğraşan şirket olup esas sözleşmesinde tekstil, canlı hayvan (kasaplık koyun) gibi malların ihracına ilişkin faaliyet konusu olmadığı halde bu konuda da ihracat faaliyeti gösterdiği ihracat faturalarında tahrifat yapıldığı ihracatın sırf ihracat taahhütlerini kapatmak amacıyla yapılmış gibi gösterilerek sahte düzenlenen belgelerin kullanılmış olduğu anlaşılmakla sanıkların 213 sayılı VUK'nun 359/b-1 bendinde belirtilen 'sahte belge kullanmak suretiyle vergi kaçakçılığı' suçunu işlemiş oldukları anlaşılmıştır" ifadelerine yer vermiş.

Savcı, iddianamenin sonunda sanıkların eylemlerine uyan sevk maddeleri gereğince yargılanarak cezalandırılmalarını istedi. Önümüzdeki günlerde İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacak yargılamada ünlü gazeteci, bankacı ve hukukçular hakkında 3 yıla kadar ağır hapis cezası isteniyormuş.

Baha Kıvanç'ın Yazısı

Habere bu hafta "Kasaplık Koyun Kaçakçısı Medyatikler " başlığı altında geniş bir şekilde yer veren Kuva-yı Medya 'da Baha Kıvanç "Canlı hayvan kaçakçılığının medya açısından taşıdığı anlam ve önemi vurgularken Erol Aksoy'ların birbirine karışmaması için bir küçük soru sormuş. Baha Kıvanç'ın yazısını aynen veriyoruz:

"Soru
Bunca yıldır medya ile uğraşırım vallahi hiç böyle bir vak'a duymadım. Sanki kamera şakası mübarek. Aralarında Hürriyet gazetesinin TÜSİAD üyesi İş Takipçisi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Hürriyet gazetesinin hissedarı ve CİNE5 kanalının sahibi Erol Aksoy, Kanal D Genel Müdürü Faruk Bayhan, SHOW TV Genel Müdürü Murat Saygı ve Doğan Medya Grubu Başkan Yardımcısı Soner Gedik'in de bulunduğu 14 kişi hakkında sahte belgelerle "kasaplık koyun ihraç" ettikleri için Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılıyor.
Davaya konu olan suça bakar mısınız lütfen ?

"Kasaplık koyun ihracı"...

Şaka filan değil Mali Şube ekipleri, Maliye müfettişleri kapı gibi belgelerle raporlar tanzim etmişler.

Davayı açan Cumhuriyet Savcısı Emin Ateşağaoğlu da şaşırmış bu işe...
İddianamesinde hepsi birbirinden ünlü medyatik sanıkların yöneticiliğini yaptığı şirketin aslında "film yapımcılık" işiyle iştigal eden bir şirket olduğunu belirtiyor ve ne yemeye bu işe girdiğini soruyor.

Ama demek ki filmcilik sanıldığı kadar para getirmiyor...
Getirse bu koskoca adamlar ne diye kasaplık koyun işine girsinler ki ?
Tabii insanın asıl işi filmcilik olunca hiç bilmediği hayvan ticaretine de girince aldığın faturalarda filan hep kazıklanırsın.

Onların da ticaret yaptıkları ve fatura aldıkları firmaların hepsi hayali çıkmış iyi mi ?

Yani ne öyle bir firma var ne de böyle bir ticaret...

Bunu da trilyonluk vergi iadelerini almak için gittikleri devlet kapısında öğrenmiş zavallılar.

Nasıl üzüldüm anlatamam.

Bir de aralarında o kadar bankacı, yönetici hatta İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı filan var.

Belli ki bu işin kurdu olmuş bir takım celeplerin oyununa gelmişler.

Siz bilmezsiniz bu celepleri, bunlarda ne oyunlar vardır ne oyunlar...

En basitinden insanın kolunu çıkarırlar pazarlık yaparken...

Haydi diğerlerini geçtim, davanın baş sanığı Erol Aksoy bu işleri çok iyi bilirdi, nasıl da tongaya düştüler vallahi anlamadım.

Türk Adliye Tarihi'nin en büyük davalarından biri olan "90 Tonluk Altın Kaçakçılığı" davasından Özal'ın getirdiği af ile kurtulan ANAP kurucusu Erol Aksoy bu davaların hiç de yabancısı değildir.

Geçmişin Endüstri ve Ticaret Bankası Genel Müdürü şimdilerin Medya Patronu Erol Aksoy'un nasıl "engin" deneyimlere sahip olduğunu gelin Milliyet gazetesinin 11 Eylül 1997 tarihli nüshasından okuyalım:

"TEZGAHA İKİ DAVA
İstanbul - SHOW TV, Cine 5 ve İktisat Bankası'nın sahibi Erol Aksoy'un sahibi bulunduğu AKS TV'nin yöneticileri hakkında Bakırköy 1. ve 4. Ağır Ceza mahkemelerinde 20'şer yıl hapis istemiyle dava açıldı. Firmanın 1992 - 1994 yılları arasında Show TV SA şirketine toplam 12 bin 841 program ve film kasetini 60 milyon dolara ihraç ettiği öne sürülüyor.

Firmanın bu yolla 7 milyon 200 bin dolar vergi iadesi almayı amaçladığı iddia ediliyor. Fransa'da şirket kuran Erol Aksoy'un kasetleri oraya gönderip Türkiye'ye uydu aracılığıyla yaptığı yayınları ihracat gibi gösterdiği de iddialar arasında yer alıyor. Para transferlerinin ise İktisat Bankası aracılığıyla yapıldığı vurgulanıyor.

AKS firması avukatlarının savunmasını yetersiz bulan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Bakırköy 1. Ağır Ceza'da `teşekkül halinde ihracat kaçakçılığı', 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de `resmi evrakta sahtecilik' olmak üzere iki ayrı dava açtı. Önümüzdeki günlerde başlanacak davalarda AKS TV yönetim kurulu üyeleri Altan Edis, Mehmet Fehim Tobur, muhasebe müdürü Gürbüz Kuşçu, koordinatör Ersin Rüstem Tatar toplam 20'şer yıl hapis istemiyle yargılanacaklar.

Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Gümrük Kontrolörlüğü'nce Aksoy hakkında hazırlanan ve 70 ekten oluşan 32 sayfalık rapor, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir süre önce gönderilmişti.

GÜNLÜK HABER İHRACI!
İddiaya göre, video kasetlerin ihracatı Fransa'da yine Aksoy'a ait Show TV SA'ya yapıldı. Bu şirket hisselerinin yüzde 99.975'inin de AKS TV'nin ve Yönetim Kurulu Başkanı Erol Aksoy ve ailesine ait olduğu saptandı. Aksoy'un Fransa'daki şirketine sattığı video kasetlerde Türkçe sinema filmi, dizi film, eğlence, müzik, spor ve tanıtım programlarının olduğu belirlendi. Hatta, "program ihracı" diye aylar sonra günlük haber bültenlerinin bile Fransa'ya gönderildiği saptandı. Aksoy'un yurt dışına satışını yaptığı TV programlarının Türkçe olması, Show TV'de yayınlanan film ve programların Paris'te oturan bir Fransız vatandaşını hiç ilgilendirmediğine dikkat çekildi"

Ne diyor Biricik Dostum Aydın Doğan'ın gazetesindeki haber ?

Erol Aksoy bu işlere çok yabancı değildir diyor değil mi ?

Hangi işlere ?

Sahte fatura işlerine.

Erol Aksoy'un Fransa'ya "sattığını iddia ettiği" video kasetlerde de ne var biliyor musunuz?

Evrakta Sahtecilikten hükümlü Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programı iyi mi ?
Tesadüfün böylesine de hayret değil mi ?

Durun daha bitmedi, bizim çocuklar 24 Nisan 2000 tarihli kapak dosyasında Erol Aksoy'un Vergi Kaçakçılığı davasını işlememişler miydi ?

Orada da dava konusu "hayali şirketlerden alınan sahte faturalar" değil miydi ?
Yani gördüğünüz gibi Erol Aksoy bu davalara pek aşikar...

Benim burada merak ettiğim husus şu; Canım Kardeşim Kelkitli İnternet Kaplanı Aydın Doğan'ın sahibi olduğu yayın kuruluşlarında günlerce ipliğini pazara çıkarıp yerden yere vurduğu Erol Aksoy, Doğan Grubu'nun Amiral Gemisi Hürriyet gazetesinin 2 trilyon 760 milyar 391 milyon liralık payla yüzde 17.4'lük hissesini elinde tutan Erol Aksoy mu ?

Alın işte size 17.4'lük bir soru..."

Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden Tepki

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Şubesi, 24 Ağustos’ta, haberle ilgili olarak, medyanın tekelleşmesi ve gazetecilerin gazetecilik mesleği dışında her türlü işe bulaşmasının kaygı yarattığını belirtmişti.

ÇGD "Kendi mesleği dışında işlerle uğraşan gazetecilerin naylon fatura, sahte gümrük çıkış belgeleri hazırlamak gibi meslek onuruna yakışmayan olay ve olgularla ilgisi olamaz, olmamalıdır. Konuyla ilgili iddialar hakkında adı geçen kişilerden açıklama beklendiği belirtilen açıklamada, "İddialar doğru ise, bu kişilerin mesleklerinden istifa etmelerini istiyoruz." demişti.

Yiyin Efendiler Yiyin

Kamuoyunu yönlendiren, ahlak ve fazilet dersleri veren medyamızın üst düzey yöneticilerinin haline bakın.

Bilmem, çoğunluğunun Ertuğrul Özkök gibi "solculuk"tan gelme bu yöneticilerin aylık gelirlerinin dolar üzerinden olduğunu ve 100 bin dolardan başlayıp, 500 bin dolara kadar yükselen ücretler aldığını biliyor muydunuz?

Ne diyelim, Allah gözlerini doyursun...


Yiyin efendiler yiyin, çatlayıncaya kadar yiyin.