Sonraki

25.08.1998   

MİT'te ayıklama yapacağız
Hedefteki Bakan Eyüp Aşık, merak edilen herşeyi Yavuz Donat'a anlattı

kapak1.jpgÇakıcı tehdidi yok
Nice'de yakalanan Alaaddin Çakıcı'yla yaptığı telefon görüşmesi nedeniyle "olay Bakan" durumuna gelen Eyüp Aşık, "Çakıcı, sizi ya da Başbakanı tehdit etti mi?" sorusuna "Hayır" dedi. Bakan Aşık "Hükümetten herhangi bir talebi oldu mu?" sorusunu ise "Dolaylı yoldan. O şuna söylemiş, gibi" diye yanıtladı.

Bantlar MİT'in elinde
MİT'in Çakıcı'nın konuştuğu kişileri dinlediğini söyleyen Bakan Aşık'a göre "Bunların kasetleri MİT'in elinde." Aşık, MİT'in şu anda kendi derdinde olduğunu, iç hesaplaşma yaşandığını söyledi: "Zamanında yanlış adamlar kullanılmış, sonra kontrolden çıkmış. Zaten MİT'te sır kalmadı, hepsi dökülüyor."

İstifa etmeyeceğim
İyi niyetle bile olsa mafya ile temasta bulunanların MİT'ten ayıklanacağını açıklayan Bakan Aşık, "istifa edecek misiniz?" sorusuna şöyle dedi: "Ben bu çorbada tuzu olanlardan biriyim. Neden istifa edeyim? Kimse, ima yoluyla dahi olsa beni o çevrelere yardımcı olmakla suçlayamaz. Yanıtım çok sert olur."

Özer Çiller'e suikast önlendi
Bakan Aşık, 30 mafya olayı ve bazı suikast girişimlerinin önlendiğini açıkladı: "Çağlar'a, Özer Çiller'e ve Üstünkaya'ya suikast hazırlığı vardı. Mısır Çarşısı'nı bombalayanlar yakalanmasaydı 30 Ağustos'ta bombalama yapacaklardı."

Yavuz Ataç bana geldi
Aşık, MİT'teki hedef adam Yavuz Ataç'ı tanıdığını söyledi: "Bana gelmiş olması lazım. Hükümet kurulurken çok gelip giden oldu. Sanırım o da bir kez beni ziyaret etmişti. Bu işlerle uğraşırken emniyetten ve Mit'ten pekçok kişiyle görüştüm."

Buzlar çözülürken

       EYÜP Aşık'ın, sohbetimizin başında ve sonunda "üzerine basa basa söylediği" bir söz:
       - Çok önemli bir konunun sulandırılıp, magazin malzemesi haline getirilmesini önlemek için bir süre susma kararı aldım.
       Aşık'ı 15 yıl önce tanıdık.
       Genç bir makina mühendisiydi.
       Siyasete atılmıştı.
       Susma kararını "bir süre için" rafa kaldırmasını rica ettik.
       Ve ortaya "aşağıdaki sohbet" çıktı.
       * * *
       - ÇAKICI tarafından tehdit edildiniz mi?
       - Hayır.
       - Ya Başbakan? Doğrudan ya da sizin üzerinizden tehdit edildi mi?
       - Hayır.
       - Çakıcı'nın hükümetten bir talebi oldu mu?
       - Dolaylı yoldan. "O şuna söylemiş" gibi. Bunların kasetleri MİT'in elinde.
       - MİT kimi dinledi? Çakıcı'yı mı?
       - Amerika'daki adamı nasıl dinlesin? Konuştuğu kişileri dinledi. Öyle söylendiği gibi kasetler Çakıcı'da değil. MİT'te. Yani bütün bilgiler devletin elinde.
       * * *
      
- HEPSİ iyi, hoş da, MİT ne durumda? Sanki "kendi derdine düşmüş" gibi.
       - Şu anda öyle... Kendi derdinde. Bir iç hesaplaşmanın içinde.
       - Neden böyle oldu?
       - Zamanında yanlış adamlar kullanılmış. Sonra da kontrolden çıkmış.
       - MİT'te "ne kadar" bilgi var?
       - Zaten MİT'te sır kalmadı. Hepsi dökülüyor.
       - Ne olacak?
       - İyiniyetle bile olsa, mafya ile temasta bulunanlar MİT'ten ayıklanacak.
       * * *
       - MİT sizi de dinliyor mu?
       - Bilmiyorum.
       - Başbakan'ı?
       - Bilmiyorum.
       - Hükümeti kurunca "bizim şüphelerimiz var... Muhalefet dönemimizde telefonlarımız... Odalarımız dinlendi mi" diye sormadınız mı?
       - Sorsan bile doğru yanıtı alamazsın ki.
       - Başbakan sordu mu, sormadı mı?
       - Sorsan "dinlemedik" derler... Bir ara "Yeşil" konusu açılmıştı. Önce "adamımız değil" denildi. Sonra neler çıktı.
       * * *
       - BUNDAN sonra neler olacak?
       - Bir bir deşifre olacak.
       - Yavuz Ateş'i tanıyor musunuz?
       - Bana gelmiş olması lazım.
       - Yani tanıyorsunuz?
       - Tanıyorum.
       - Nereden tanıyorsunuz? Nerede görüştünüz?
       - Emin değilim. Hükümet kurulurken çok gelip giden oldu. Sanırım o da bir kez beni ziyaret etmişti. "Bu işlerle" uğraşırken Emniyet'ten ve Mit'ten pek çok kişiyle görüşmüştüm.
       * * *
       - BAKANLIKTAN istifa edecek misiniz?
       - Ben Eyüp Aşık... Ben, bu çorbada tuzu olanlardan biriyim. Neden istifa edeyim.
       - Başbakan'la "bu konuya dönük" bir görüşmeniz oldu mu?
       - Sayın Başbakan mafyayla mücadelenin mimarıdır. Bir polis şefi gibi çalıştı. Gece, gündüz demedi. Taviz vermedi. Ama şunu da sanırım herkes biliyor. Bu mücadeleye Başbakan'ın katkısı "90" ise benimki de "10"dur. Başbakan "80 mücadele" verdiyse, ben de "70" verdim. Çakıcı'yla mücadele edildi... Hiç kimse, ima yoluyla dahi olsa beni "o çevrelere yardımcı olmakla" suçlayamaz. Yanıtım çok sert olur.
       * * *
       - MİT'teki iç çekişme "bu mücadeleyi" geciktirebilir mi?
       - Hayır.
      
- Başbakan "sonuna kadar gidilecek" dedi. Gerçekten gidebilecek misiniz?
       - Kimsenin şüphesi olmasın. Bir yılda "30 önemli mafya olayı" çözüldü. Bazı suikaslar önlendi.
       - Örneğin?
       - Cavit Çağlar'a, Özer Çiller'e ve Mehmet Üstünkaya'ya suikast hazırlığı vardı. İstihbarat iyi çalıştı. Ve "gereken" yapıldı. Ayrıca "30 Ağustos'ta bombalama hazırlığı" vardı.
       - Kim, nereyi bombalayacaktı?
       - Mısırçarşısı'na bomba koyanlar yakalanmasalardı, 30 Ağustos'ta "bombalama eylemine" girişeceklerdi.
       * * *
       EYÜP Aşık'a dedik ki "çıkın, konuşun... Yazılı basına, TV'lere konuşun."
       O da dedi ki "konuyu magazinleştirme gayretlerine yardımcı olmak istemiyorum."
       Sohbete son nokta:
       Buzlar çözülüyor gibi.

Yazara E-Posta: y.donat@milliyet.com.tr