Header $articleheadline_he$ "ArticleHeadline" Detay Sayfa Header

 

 

     

 

 

 
2021-08-24

Detay Sayfa

Tüm Dosyaların Listesi

News Database Template Page Example

Hablemitoglunun herkezce bilinmeyen seyleri !!!
31/12/2002 - 14:15 - MILLI - ISTIHABARTBu Yorumu Yazdır 
http://www.sonsaniye.net yazarı Ali Alperen'in kaleminden...

Necipoğlu'nun ilginç bir hayat hikayesi var. O, hem PKK"lı, hem solcu, hem Atatürkçü, hemde sözde Turancı! Siyasi suikastlar tarihimize eklenen Necip Hablemitoğlu"nun öldürülüşü eski bir filmin devamı niteliğinde; ama yine maktulün ayrıştırıcı, turnusol kağıdı kimliğindeki kişiliği nedeniyle ses getirecek bir provakasyon, yine av peşindeki kurdun kurguladığı dumanlı bir hava , yine toplumsal uzlaşmayı, huzuru, istikrarı yakaladığımızı sandığımız anda kamplaştırmayı özleyenlerin attığı " derin bir bomba ". Antidemokratik, kendini zinde sanan güçlerin kullandıkları isimler eskiyince, ismiyle müsemma olmuş faaliyetleri ilelebet hatırlansın, efsaneleştirilsin diye ölümleri herkesimin reddeceği bir tarzda mağduriyetle sonuçlandırılıyor son 15 yıldır. Uğur Mumcu"dan, Ahmet Taner Kışlalı"ya şimdide Hablemitoğlu"nu kapsayan bu siyasi cinayetler aydınlatılamıyor, yakınları kimin öldürdüğünü karalama kampanyalarından ayıldığında nihayet anlıyor, ama çamur yapıştığı gibi iz bıraktığından bildiklerini konuşsada artık onları kimse dinlemiyor. Bumerang bu, dönüp sahibini vuruyor. Bir insanın ölümü ne olursa olsun kainatın ölümüdür. İslama göre dokuz cani için bile 10 kişinin içinde olduğu gemi batırılmaz. Ölünün arkasından iyi konuşulur; kusura bakmayın adeti bozacağım. Çünkü bu filmi daha fazla seyretmek istemiyorum.Necip Hablemitoğlu"nun kim olduğunu, kimlerle çalıştığını, karanlık ilişkilerini, neler yaptığını aydınlatmalıyız ki, siyasi cinayetlerden medet umanlar boşa adam harcadıklarının farkına varsınlar.

MİT"in eski güllerinden, döktüğü incilerle tanınan Mehmet Eymür, www.atin.org sitesinde bu şahısdan "Hable-mitoğlu" şeklinde bahsediyor. Babasının istihbaratçı olması MİT"e girmesinde önemli rol oynadı. Çocukluğundan beri ajancılık oynamaktan zevk alıyor, başkalarını fişlemek ve ayrıştırmak karakteri haline geliyordu. Evinin önüne park eden Bulgar kamyonlarını (Kırım göçmenlerini izletmek için) KGB gönderiyor diye taşlatırmıştı. Halbuki hızlı bir solcu olacaktı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Basın Yayın Yüksek Okulu"ndan mezun oldu. 1977 ve 1978 yıllarında ‘‘Dilde Fikirde İşde Birlik’’ adlı aylık dergi yayınladı.

Koyu Atatürkçü olmadan önce Kürt kesime yakınlaşarak önemli görevler üstlendi. Hatta PKK"nın sözde siyasi kanadı ERNK"nın ( Avrupa"da PKK"nın örgütlendiği siyasi teşkilat ) Ankara sorumlusu olarak 1989 yılında Ankara"da tutuklandı. Suçu PKK"ya yardım ve yataklık yapmaktı. ( Belgenin orjinalini okumak için http://www.gercekergenekon.4t.com/cgi-bin/i/hable.jpg"yi tıklayın ). İlginçtir, bu suçu devlet memuru olmasına engel teşkil etmedi, bilakis yükseliş yılları başladı. Çeşitli kuruluşlarda basın müşavirliği yaptıktan sonra Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü"nde mastır ve doktora yaptı. Son olarak Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi"nde Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi dersi veriyordu.Mastır ve doktorasını İnkilap Tarihi üzerine yapması onu bir anda bir numaralı Atatürkçü yaptı, yıldızını parlattı. Artık kendini rejimin yegane sahibi ve koruyucu olarak görüyor, gerçek ülkücü, İslami kesimler ve sopa gösterilmesi emredilen dış mihraklara karşı savaş açıyordu.

Derin gücün kimde olduğunu anlamıştı. Yeni konumu onu MİT"de saygıdeğer konuma getirirken 1990"lı yıllarla beraber " derin devlet " teşkilatının dikkatini çekti. PKK"lı kimliği artık geride kalmıştı, Atatürkçülüğün arkasından ideolojik çalışma yapmak daha kolay ve etkiliydi. Devletin milli güvenliği, iç ve dış düşmanlarla ilgili gizli bilgiler onla paylaşılıyor, özel görevler veriliyordu. Bir yandanda eski mesleği sayılan gezeteciliğe merak sarmış, sahte Türkçülerin yuvalandığı Yeni Hayat Dergisi ( http://www.yenihayat.org) ve hızlı Kemalist solcuların dergisi İleri 2000"nin ( http://www.ileri2000.org) yazarı ve organizasyonlarının devamlısı haline gelmişti.

MGK"da çalışan onlarca subayın isimlerinin (sahte doktora davasında) gazetelere yansımasını ve yıpratılmasını sağladı. Belirgin vasfı, Osmanlı"dan bahseden herkesi şeriatçı ve Türk dünyasına hizmet eden herkesi CIA ajanı olarak suçlamasıydı.

Ona göre, " Türk Dünyası Kurultayı, havanda su dövme kurultayıydı; uyduruk, sonuçsuz, havada, sadece Türk Devletinin
ekonomik kaynakların tüketliyor. Üstelik umutları tüketen kişiler Bakan olarak bu hükümetde ( 58. Hükümet ) yer alıyor.Bunların ülkücü mü olduğu hiç şüphesiz kamuoyunun takdirindedir. ( MHP"yi kast ediyor ) Ben, nacizane olarak, Türk Ortodoks Patrikhanesinin milliyetçilik ve vatanseverliğinin Fethullahçılardan da, Hizbullahçılardan da, Vahdetçilerden de, Nurculardan da, Nakşilerden de ve hatta ve hatta Hükümette yeralan siyasilerden daha fazla, daha anlamlı, daha samimi olduğuna inanıyorum... " Kafasındaki Turancılık dinden arındırılmış soyut bir kavramdı. Maalesef İsmail Gaspıralı"yı hep kullanmış ama bir türlü onu bile anlayamamıştı. Dinine bağlı birinin ülkücü olmasına dayanamıyordu. Devlet Bahçeli ona göre MİT elemanıydı. bu nedenle dinine hassas gruplara ve siyasi oluşumlara mesafeli durmayı başarmıştı. Abdulhaluk Çay, Sadi Somuncuoğlu gibi Türk milliyetçisi siyasileri hazmedemiyordu. Turancı geçiniyor, yılların dava adamlarına hakaret ediyordu. Türk dünyasına koyduğu bir çöp yoktu. Hizmet götürenler kendisine benzemeyenlerden olunca kıskançlıktan damgayı vurmuştu: CIA ajanları. Kin ve haseti öyle büyüktü ki, M. Ali Birand"ın Show Tv"de ki 32. Gün Programında Türk Okulları güzel tanıtılınca sinirden burnundan kan gelecekti. İnkilap Tarihi eğtimi alanların Osmanlı düşmanı olması gibi klasik handikabı oda aşamamıştı; Osmanlı"yı reddederek nasıl Turancı olunduğunu ülkücü camiası asla anlayamıyacaktı.

Mart 1998 MGK"sında Gülen"in ipini çekmek için Çevik Bir ile harekete geçen Hablemitoğlu, MİT "e dayanağı olmayan, hayal gücünün genişliğine dayanan bilgiler sunmuştu. Oysa Dışişleri ve İçişleri Bakanlarının Gülen ile ilgili MGK"ya sunduğu raporlar tam aksini söylüyordu. Dışişleri raporu Gülen"in telkiniyle açılan okulların Türkiye sempatizanı yetiştirerek Türkiye"yi güzel temsil ettiğini savunuyordu. ( Bu raporu okumuştum). İçişleri raporu ise Gülen taraftarlarının düzeni bozucu hiç bir kalkışmada bulunmadığını anlatıyordu. MGK"da Gülen"in bitirilememesine " derin devlet"den gelen tepki B planının sahneye konmasıydı.

B planına göre, Hablemitoğlu"na 1998 yazında özel görev verildi. Türk dünyasından başlayarak Gülen"i yıpratmak, karalama kampanyaları başlatmak, o ülkelerdeki nüfuzunu kullanarak yerli Türkleri Gülen ve yandaşlarına karşı kışkırtması istenmişti. Eline dosya dosya MİT raporu ve yazdıklarını alarak soluğu ilk önce Azerbaycan"da alan Hablemitoğlu"nu burada kötü bir sürpriz bekliyordu. Azeri basını o gelmeden onun nasıl bir Türkçü olduğunu keşfetmişti ( Bu konuda katkılarım olduğunu inkar edemem ). Elçibey"i kullanmaya çalışmış mariz yemişti, Milletvekili-yazar Sabir Rüstemhanlı"yı kandırdığını sanmış, onunda Gülen sempatizanı olduğunu öğrenince eliboş geri dönmüştü. Umutsuzluğa düşmüş, diğer Türk cumhuriyetlerinde de Bakü"de yaşadığı hüsranı yaşayacağını anlamıştı.

Yeni özel görevi Türkiye"de Gülen"e karşı komplo hazırlamaktı. Haziran 1999"da Gülen"in medyada linç edilme girişiminin perde arkası kahramanıydı ! Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte eski dinazor sol tüfekleri Atatürkçülük maskesi altında toplayarak Gülen"e medyalı linç girişiminde harıl harıl çalıştı. Onun, ‘‘Etki ajanları-Nüfuz casusları ve Fethullahçılar raporu’’, ‘‘Fethullahçılar ve Hizbullahçılar’’, ‘‘Fethullah Gülen yapılanmasının tehdit potansiyeli ve varisleri’’ adlı çalışmaları DGM"deki Fethullah Gülen davası iddianamesine dayanak oluşturmuştu. ( İddia edildiği gibi müdahil değildir ) Gülen cemaatiden 33 kişi, Hablemitoğlu aleyhine dava açmıştı.Ayrıca asılsız iddiaları mahkemelerce iftira olarak ispatlanınca Gülen"e defalarca tazminat ödemek zorunda kalmıştı.

Son dönemde CHP"ye üye olan 48 yaşındaki Doç.Dr.Necip Hablemitoğlu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Tüm Öğretim Üyeleri Derneği üyesiydi. Son olarak Atatürk İlke ve İnkilapları Enstitüsü"nde bazı usulsüzlükler yapıldığı iddialarıyla gündeme gelmişti. Hablemitoğlu"nun yayına hazırlamakta olduğu son çalışmasının adı ‘‘Köstebek= Fethullahçı istihbaratçılar dosyası’’ idi. Bu dosya PKK"lı Doğu Perinçek ile yakın dostluğu olan Hablemitoğlu"nun Aydınlık"ta 3 yıl önce yayımlanan Emniyetde Fethullahçı yapılanma dosyası ile eminim ikizdir. Yalanlanan iddiaları sürekli gündeme getiren bir azınlık olan bu PKK yandaşları nasıl vatansever olur anlayamıyorum. Gülen"e dava açılma zamanlaması olarak PKK elebaşı Öçalan"ın mahkeme sürecinin seçlmesinin raslantı olmadığı DGM"de devam eden Gülen davasında ispatlandı. Yani PKKcılar Gülen"e dava açtırarak Öçalan davasının gündemden düşmesini hedefledi.

AB"ine karşı olan " Derin Devlet"imiz Aralık 1999"daki Helsinki zirvesinde Türkiye"nin adaylığı kabul edilince telaşa düşmüş, gücü kaybedecek olmanın verdiği hızla AB"nin motoru Almanya"ya karşı yapılacak bir karşı saldırı planı yapmıştı. Bu saldırı AB"ye ebediyen elveda demekti. Bu özel görev içinde seçilen isim Hablemitoğlu"ndan başkası değildi. Almanların hassas noktası vakıflarıydı. Bergamalı altın arama karşıtlarını organize etmekte olan vakıflar işin tuzu biberiydi. Almanya her yıl Türkiye"ye 2 milyar dolarlık altın ihraç ediyordu, Türkiye altınını çıkartırsa bu ticaret dururdu. Eski DGM savcısı Nuh Mete Yüksel"in açtığı casusluk davası Hablemitoğlu"nın kitabında yer alan bu teze dayansada davanın asıl maksadı ideolojikti. Alman vakıfları yıllardır Türkiye"nin Kemalizm ile AB"ine giremeyeceğini savunarak 2. Cumhuriyetin kurulmasını savunanlara destek veriyordu. Hablemitoğlu"nun Alman vakıfları raporu, gizli kalması gereken bir MİT raporunun dökümanına benziyor. Almanlarda kalkıp şimdi benzer iddilarla Almanya"daki Türkleri suçlarlarsa ne olacak ?

Atatürkçülüğün çatırdaması, rejimin Türkiye"ye artık dar gelmesi, TSK"nın bile AB"den yana tavır koyması derin devleti Hablemitoğlu"nu kullanarak bel altından çalışmaya itti. Evet, Alman vakıfları casusluk için elverişli merkezlerdi, bunu bilmek MİT"in görev alanına girer, ama harekete geçerek dava açmak AB ile ipleri kopartma amacı taşıyor. Bu davada Bergama altınını kullanmak sonucu değiştirmiyor. Almanları bu dava çok incitti. Helsinki"de bizi destekleyen Alman Sosyalist hükümeti bile tavır koydu, resmen Türkiye"de bazı taşların değişmesini beklediklerini Kopenhag zirvesi ile deklare etti. Yüksel"in görevden alınması ile Almanların istediği bir taş yerinden oynatıldı. Diger figüran Hablemitoğlu"nun menfur bir saldırı ile ortadan kaldırılışı Almanların yapılan yanlışa bedel istemine denk düşüyor. Onlara Türk mahkemelerine güvenmeleri istendi, güvenmediklerini her görüştükleri siyasiye söylediler. Bu cinayet durumu dahada çetrefelleştirdi. AK partinin AB"ye verdikleri reform sözleri hep böyle provakasyonlarla kesilirse, istikrar ve toplumsal uzlaşma bozulur, eski karamsar günlere döneriz.

Gelelim sorumuzun cevabına.Kimse kalkıpda bu cinayeti Alman istihbaratı ile Hablemitoğlu"nu emekliye ayırmak isteyen yerel yeraltı güçlerin ortak işlediğini söylüyemez. Zaten çok profesyonelce işlendiği belli olan bu suikastın karanlık kalmasında diğer seri faili meçhul cinayetler gibi ortak bir derin mutabakat varsa kimse aydınlatılmasını beklemesin. Siyasi cinayetler sır olarak kalmaya mahkumdur, aslında bu yazı fazlasıyla haddini aştı, özür dilerim. Masum insanların suçlu gösterilmesine, cücelerin dev, kahramanların hain, satılık şahsiyetlerin efsane yapılmasına dayanamıyorum o kadar




FastCounter

 

Hit Counter

  Anadolu Türk Ä°nterneti

 

Güncelleştirme : 24.08.2021 - 15:50